"İnsanın birbirini tanıması için en iyi zaman,
ayrılmalarına en yakın zamandır."der Dostoyevski...
Veda acısı, kabuğunu soyar insanın;
yıldızını kazıpıp çırılçıplak ortaya srer.
Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları ayrılık sergiler.
"Ölene kadar" diye söz verilmiştir,
ama "ölüm" yolunda başka tercihler belirmiştir.
kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin
somurtkanı "aklını başına al" diye fısıldar kulağına;
haytası ise "kalbinin sesini dinle" diye çekiştirir eteğinden.
Hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar.
"Ama"yla biter alelade iltifat cümleleri:
"sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü", "seni seviyorum ama bu ilişkide mutlu değilim" vs vs.....
Sonra gelsin uykusuz geceler... bir türlü karar verememeler...
ruhen gidip gelmeler... "hele biraz daha zaman geçsin"
diye nikah ertelemeleri...
Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamaktır...
"Aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz için"e kendini kandırmak..
SONRASI HEP AYNI:
Bekleyenin"Hani sonbaharda buluşacaktık. hazan geldi geçti sen gelmez olsun" sızlanmaları...
Bekleyenin "Geliyorum az kaldı" oyalamaları...
Bittiğini bile bile işi uzatmalar; söylemedikçe hepten batağa saptanmalar...
terke makul bir gerekçe ararken hepten dolanmalar...
Veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerin arasına, o cümleleri
Hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler...
Üzgün görünmeler...
Bağış dilenmeler...
"...Ama kaçınılmazdı" demeler
"Sözünden caydın" yakınmalarını "Sen de eski sen değilsin değişmişsin" diye göğüslemeler...
.....asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler...
VE SON SAHNE:
Terk edenin o mahçup"Gönlüm başkasında" itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı:
"uğurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum".
İhanetler hep böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir.
Ondan sonra dur durak yoktur: güvenilmez aşık, sevdikçe kıran,
gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan bir dervişe döner.
Artık acılara hapsolmuştur: buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin "ah"ı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığana kapanacaktır.
CAN DÜNDAR
|